D VİTAMİNİ
Bakın bugünkü vitaminimiz çokomelli! Çağın pandemisi olarak adlandırılıyor D vitamin eksikliği. Sadece
ülkemizde değil, küresel olarak eksikliğini yaşıyor, sıkıntılarını çekiyoruz. Pandemi demişken, içinde
bulunduğumuz Covid-19 pandemisiyle de D vitaminine verilen önem epey arttı farkettiyseniz. Bağışıklık
güçlendirici olarak herkesin dilinde
Halkımızın D ile başlaması sebebiyle demir eksikliğiyle çok sık karıştırdığı D vitaminin demir ile hiç ilgisi
olmadığının hemen en baştan altını çizeyim de yolumuza öyle devam edelim Bir diğer husus da kendisi
tam olarak bir vitamin değil aslında, prohormon, hormon öncüsü(aşağıda anlatacağım).
D Vitamini Nerelerde Ne Rol Oynar?
*Kemik, kalsiyum, fosfor metabolizması ve kemik mineralizasyonunda
*Bağışıklık sisteminin desteklenmesinde
*Beyin,sinir sistemi ,kardiyovasküler sağlığında
*İnsülin düzeylerinin düzenlenmesinde
*Antienflamatuar ve antioksidan olarak
*Akciğer ve solunum yolu enfeksiyonlarında koruyucu etki
** Ayrıca grip semptomlarına(+covid19 a), astım hastalarına, Alzheimera, MS hastalarına iyi geldiği;
hamile kadınların preeklampsi geliştirme ve erken doğum yapma riskinin azalmasını; hipertansiyon
hastalarında kan basıncını düşürülmesi; kanser hücrelerindeki büyüme ve hücre farklılaşmasını
engellemesi yönünde de olumlu etkileri katkı sağladığına dair araştırmalar mevcuttur.
D Vitamini Eksikliğinde Neler Olur?
→ Sık hastalanma, hastalık süresinde uzama
→ Baş ve boyun bögesinde aşırı terleme
→ Yorgunluk
→ İshal
→ Kemik ve sırt ağrıları
→ Saç dökülmesi
→ Kas ağrısı
→ Depresyon
→ Yaraların geç iyileşmesi
→ Kemik kırılganlığının artması
→ Raşitizm
Raşitizm: D vitamini eksikliğinde kemiklerde kalsiyum emiliminin engellenerek kemik yapısının ve
gelişiminin bozulması ile oluşan bir hastalıktır.
Rikets; çocuklarda D vitamini eksikliğin bağlı olarak görülen metabolik bir kemik hastalığıdır.
Osteomalazi; yetişkinlerde D vitamini eksikliğine bağlı olarak görülen kemiklerin yumuşaması ve
zayıflamasına sebep olan bir hastalıktır.
Günlük D Vitamini İhtiyacı ve Karşılanması
0 ila 12 ay arası çocuklar: 10 mcg (400 IU)
1 ila 13 yaş arası çocuklar: 15 mcg (600 IU)
14 ila 18 yaş arası kadınlar: 15 mcg (600 IU)
14 ila 18 yaş arası erkekler: 15 mcg (600 IU)
19 ila 50 yaş arası kadınlar: 15 mcg (600 IU)
19 ila 50 yaş erkekler: 15 mcg (600 IU)
70 yaş ve üstü bireyler: 20 mcg (800 IU)
Diğer vitaminlerden başlıca farkı temel kaynağının besinler olmayışıdır. Güneşteki UVB ışınları deride 7
dehidrokolesterolden vitamin D3 (kolekalsiferol) oluşturur. Yani D vitamin kaynağımızın %90-95’i güneş!
Güneş ışığına fazla maruz kalınmasıyla vitamin D3 inaktif ürünlerine çevrilir. Vücutta ,detayına
girmeyeceğim, çeşitli tepkimelerle kullanılabilir aktif D vitamin formuna dönüşür. Diyetle alınan D
vitamini, bitkilerde bulunan ergokalsiferol (vitamin D2) ve hayvan dokularında bulunan kolekalsiferol
(vitamin D3) şeklindedir. Bunlar vücutta yağ hücrelerinde depo edilmekte ve gerektiğinde dolaşıma
salınmaktadır.
En çok bulunduğu besinler : Yağlı balıklar, ciğer, yumurta sarısı, mantar, peynir
Takviyelerde D3 veya D2 olarak görebiliriz. D2 bitkisel, D3 hayvansal kaynaklı olup yapılan araştırmalarda
D3’ün kandaki D vitamini seviyelerini arttırmada daha başarılı olduğu bulunmuştur.
**Kemik hastalığı olan kişiler (osteomalazi, osteoporoz, paget vs.); güneş ışığından yeterince
yararlanamayanlar, yaşlılar, obezler, kısa aralıkla sık hamile olanlar, emziren kadınlar, malabsorbsiyon
durumları, koyu tenliler, obezler, yüksek kirlilik bölgelerinde yaşayanlar, sindirim sistemi emilim
rahatsızlığı olanlar, gece vardiyasında çalışanlar, kronik karaciğer ve böbrek hastaları, anti-konvülzan ve
glikokortikoid ilaç kullanımı olanların ekstra dikkat etmesi gerekirse takviye almaları gerekmektedir.